Şen Olasın Ürgüp!

Televizyonlar da izlenecek bir şey kalmamış.

Diziler, miziler bize göre değil. Mutlaka içlerinde izlenebilecek diziler vardır, tamam.

Festival filmlerini izlemek benim favorim. Bir de sinema da film izlemek.

Haliyle, yıllardır haber kanallarını izliyoruz.

Haber kanallarına da önce elense çekilmiş, sonra tırpan, sonra künde, arkasından ya Allah Kemane. Biter mi? Bitmemiş. Dış kazık ve boyunduruk. Kıpırda kıpırdayabilirsen.

En son dün akşam, yanakları elma elma, abadı mabadı yerinde, besili bir jeoloji hocası tuttu Monarşiyi savundu iyi mi? Yuh! Yuh ki ne yuh!

 

Napacaksın, dön belgesellere. Dönüyorsun.

İçimiz dışımız belgesel. Dünya coğrafyasında ne var ne yok ezberledik alimallah.

Aslanlar, kaplanlar, leoparlar.

En iyisi okumak deyip sarılıveriyorsun kitaplara.

 

Haberler mi?

Bir iki dakika bakınca anlıyorsun zaten konuyu.

Bol bol hamaset.

Babamın deyimiyle traş.

Yabancı haber kanallarına dadandık vesselam. Sözlük elimizde, çat pat çözmeye çalışıyoruz.

Hiç yoktan iyidir.

 

Kemal Sunal’ın düttürü dünyası gibi.

Biz buraya nasıl geldik, sorusunu kaç yüz bin kişi soruyordur herhalde kendine.

Bence düpedüz ‘sarma’ ya geldik. Hem tek sarma, hem de çift sarmaya. Güreşin de anası, babası da sarmadır.

Öyle çok karmaşık analizlere girmeye gerek yok.

Gorboçov’un Glasnost’u, Bizim Çocukların darbesi, 80’lerin ‘an’ı yaşama felsefesi ve kutsanan ‘birey’in özgürlüğü.

Sonra, sonra küçümsenen, aşağılanan insanlığın binlerce yıldır olgunlaştırdığı, kıvamına getirdiği ortak idealler, ortak ütopya, ortak rüya’nın çöpe atılması.

Hadi şimdi buradan yak.

 

Bizim hiç mi suçumuz yok!

‘Kabahatin çoğu senin demeye dilim varmıyor ama

Kabahatin çoğu senin’ diyor ya Nazım, kabahatin çoğu bizim.

 

Bizim insanımız tencerede pişirir, kapağında yer.

Gönlü zengindir, gönlü hoştur.

‘Gocuklu Celep kaldırınca sopasını, sürüye katılıverir hemen’

‘Azıcık aşım, kaygısız başım’ dır aslolan.

 

Hangimiz duymadık ki şu sözleri, anımsayın.

‘Sana mı kaldı bu işler’ Dünyayı sen mi kurtaracaksın.

‘Bırak ne halleri varsa görsünler, sen gemini kurtarmaya bak’

Toplumsal bir dernek kuracaksın diyelim, gereği yoktur.

İnandığın siyasal bir partiye katılacaksın, sağda ise sorun yok, sol da ise ‘yapma, başın belaya girer.’

Biri, birkaçı haksızlık karşısında eylem koyar, doğrudan ‘marjinal’dir.

Biri sesini yükseltir, ‘eşitlik, özgürlük’ diye bağırır Radikaldir.

Biri ‘üretim araçları’ konusuna kafayı yorar, hemen adı ‘Aşırı’dır.

 

E e sonra?

Geldik bu güne, bu günlere.

Şen olasın Ürgüp.

Şen olasın Ürgüp, dumanın gitmez.

Kır atın acemi, konağı tutmaz.

Belgesellere devam.

Aslanlara, kaplanlara, leoparlara.

Haberi paylaşın:

Öncekini Oku

İstanbul’a Dikey Hançer

Sıradakini Oku

Meralar Rantiye Kurbanı!

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir